KIŞLADAĞ ALTIN MADENİ – UŞAK

Kışladağ Altın Madeni Projesi ile Uşak ili, Ulubey ve Eşme ilçeleri sınırında, Gümüşkol köyü yakınlarında yer alan İR 7302 numaralı işletme ruhsatlı sahada altın madeni ve ilgili tesisler açılmış ve 2006 yılı itibariyle işletilmeye alınmıştır. Hali hazırda işletilmekte olan Kışladağ Altın Madeni Zenginleştirme Tesisi Proje alanı, Ege Bölgesi’nde, İzmir’in yaklaşık 180 km doğusunda ve Uşak il merkezinin yaklaşık 40 km güneybatısında yer almaktadır.

Kışladağ Altın Madeni İşletmesi kapsamında, çıkarılacak toplam cevherin yapılan son rezerv geliştirme çalışmaları ışığında yaklaşık 535,4 milyon ton , yıllık ortalama üretimin yaklaşık olarak 35 milyon ton , yıllık ortalama altın üretiminin ise 13 ton olması beklenmektedir.  Cevherin ortalama tenörü altın (Au) için ortalama 0,66 gr/ton olarak; Gümüş (Ag) için ise 1.5 gr/ton olarak belirlenmiştir.

Maden İşletme Yöntemi

Kışladağ Altın Madeni sahasında ve önerilen proje kapsamında ilave olarak bulunan cevher için uygulanan ve uygulanacak madencilik metodu, delme ve patlatmanın yükleme ve taşıma yöntemleri ile birlikte kullanıldığı konvansiyonel açık ocak işletmeciliğidir.

Delme ve patlatma 10 m yüksekliğe sahip olan basamaklarda gerçekleştirilmektedir. Patlatmayı takiben cevher yükleyiciler vasıtasıyla kamyonlara yüklenerek, ana kırıcıya taşınmaktadır. Açık ocaktan üretim sırasında çıkacak ekonomik olmayan kaya ise, yine aynı metod ile ekonomik olmayan kaya depo alanına taşınmaktadır.

Açık ocak madenciliği ile elde edilen cevherden altın kazanımı ise şu şekildedir : 

Cevher hazırlama cevherin, içindeki altının yığın liçi prosesi ile alınabilmesini sağlamak amacıyla, üç  aşamalı kırmaya tabi tutulmasını içermektedir.

Kırılan cevhere kireç ve su eklenerek, yığın liçi prosesinden önce cevherin kısmen aglomerasyonu ve yığın liçi operasyonu boyunca ihtiyaç duyulan pH düzeyi (10-11) sağlanmaktadır. Kırılan cevher bant taşıyıcıya aktarılarak yığın liçi alanına taşınmakta ve bu alanda en fazla 10 m yüksekliğindeki tabakalar halinde yerleştirilmektedir. Yığın liçi alanına pompalanan yüksüz çözelti oluşturulan cevher yığınının üzerine damlatılmaktadır. Yığın içinden süzülen çözelti altın ve gümüşü çözerek metal-siyanür kompleksleri oluşturmaktadır. Altın ihtiva eden yüklü çözelti yığın liçi alanı tabanındaki borular sayesinde toplanarak yüklü çözelti havuzuna ulaşmaktadır. Bu havuzdan, yüklü çözelti altın zenginleştirmesi işlemi için ADR ünitesine transfer edilmektedir.

Yığından süzülen çözelti, altın ve gümüşün çözünmelerini sağlamakta ve oluşan yüklü çözelti karbon adsorpsiyonu, basınçlı sıyırma, elektroliz ve ergitmeyi içeren standart bir prosese tabi tutularak zenginleştirilmektedir. Söz konusu işlemler sonucunda ise son ürün olarak dore altın üretilmesi sağlanmaktadır.

KIŞLADAĞ ALTIN MADENİ PROJESİ’NİN TARİHİ

1996 Altın yatağının tespiti
1998-2002 Sondaj programının tamamlanması
1999 Yer seçimi izninin alınması
2000-2003 Fizibilite çalışmasının tamamlanması
2003 ÇED Olumlu Belgesi ve  Maden İşletme Ruhsatının alınması
2004 Yer seçimi ve tesis kurma izninin alınması
2004  Mevzi imar planı onayı ve inşaat    ruhsatlarının alınması
2006 Deneme İzni alınması
2007 Açılma Ruhsatı alınması
2011 Kapasite Artışı ÇED Olumlu Belgesi alınması
2014 Kapasite Artışı ÇED Olumlu Belgesi alınması

Projenin Önem ve Gerekliliği

Mevcut durumda, Kışladağ Altın Madeni Projesi’nden sağlanmakta olan faydalar temel olarak yaratılacak makroekonomik imkanlar ve iş imkanları ile ilgilidir. Kışladağ Altın Madeni Projesi ülke ve il genelindeki makro ekonominin iyileşmesini sağlamanın yanı sıra, yerel ve bölgesel düzeyde iş imkanları yaratarak özellikle yöresel kalkınmaya imkan vermektedir. Önerilen proje ile özellikle yerel ve bölgesel düzeyde ilave iş imkanlarının yaratılması ile yöresel kalkınma üzerindeki mevcut Kışladağ Projesi’nin pozitif etkileri artacaktır.

Proje ile desteklenecek başlıca faydalar aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir:

  • Öğrenme etkisi
  • Katma değer etkisi
  • Gelir artışının çoğalan etkisi
  • İthal ikamesi
  • Uluslararası rekabet edebilirlik
  • Yapılan üretimin ekonomik etkileri
  • Bağıl etkiler
  • Sosyal güvenlik sistemine etkileri
  • Satış ve vergi etkileri
  • Eğitim olanakları ve işçi sağlığı, iş güvenliği ve çevre konularında bilinçlenme
  • Altyapı
  • Mevcut ekonomik aktivitelerin desteklenmesi amaçlı yerel toplum projelerine yatırım yapılması

 

Öğrenme Etkisi, istihdam edilen ve edilecek olan iş gücünün büyük bir yatırım kapsamında konu ile ilgili olarak eğitilmesi öncelikle bölgesel olarak iş gücü niteliğinin artmasına, akabinde bu iş gücü nitelik artışının üretkenlik ve üretim artışına dönüşmesidir.

 

Katma Değer Etkisi, üretilen altının işlem görmek üzere başka bir kullanıcıya satılmasında doğan fayda etkilerini tanımlamaktadır.

 

Gelir Artışının Çoğaltan Etkisi, yurtiçi üretim faktörlerine yapılan ödemeler ile getirisi yükselen yatırım, rekabet gücü elde edebileceğinden, talebi kontrol edebilecek ve getirilerini artırmaya devam edecektir. Bunun sonucunda, ekonomiyi oluşturan her birimde bir gelir artışı olacaktır. Bu gelir artışı sonucunda tüketim öncesine oranla daha fazla harcanan paralar talebi olumlu etkileyecek ve bu da daha sonra üretim ihtiyacı olarak arz edenlere dönecektir. Bu durum sürekli olarak bir çoğaltan (kar topu) etkisi yaratacaktır.

 

Uluslararası Rekabet Edebilirlik, üretilen altının yurtdışına satılması ile dünya piyasalarında söz konusu çıktı üzerinde bir fiyat avantajına sebep olacaktır. Bu durum ürünü ihraç eden ülke durumundaki Türkiye’nin uluslararası piyasalarda rekabet gücünü artıracaktır.

 

Yapılan Üretimin Ekonomik Etkileri, yapılan üretim ile ulusal pazarın talebinin karşılanarak altında uç ürüne kadar giden ülke üretim potansiyelinin kullanılması ve yurt içinde kuyumculuk sektöründe elde edilen uç ürünlerin ihracatının cari açığa olumlu bir etki yapacağı açıktır. Bu durum ile yurt dışına döviz emisyonu azaltılarak ülke içi para politikasının daha sağlam temellerle uygulanacağı ve faizleri düşüreceği öngörülmektedir. Faizlerdeki düşüş ile yatırım için finansal kaynaklar daha uygun fon olanakları ile sağlanabilecektir. Böylece fiziki yatırımların önünde yüksek ıskonto oranları, faiz hadleri ve ödeme koşulları ferahlamış olacaktır. Bunun da ileriki dönemlerde istihdam ve sosyal güvenlik sistemine çok olumlu etkileri olacağı açıktır.

 

Bağıl Etkiler, üretilen altının satışı esnasında ortaya çıkacak olan lojistik ihtiyacı ve talebi bu sektörlerin (yerel ya da ulusal) istihdam edecekleri kişi sayısında bir artış olacağı öngörülebilir. Bu sektörlere olan talebin ve lojistiğin kaynak talebinin bu tür büyük yatırımlar olması, söz konusu sektörlerde teknolojik gelişim ve profesyonelleşme yolunu açacaktır.

 

Sosyal Güvenlik Sistemine Etkileri, istihdam edilen ve bağıl olarak dolaylı bir şekilde istihdam edilecek kişilerin sosyal sisteme dahil olması ile bir katılım olacak ve bunun sonucunda da dolaylı olarak sağlık sistemi ve emeklilik olanaklarında iyileşmeler olacaktır. Özellikle projenin makro ekonomik faydaları ile bu tür yatırımların olabilmesi için gerekli mali ortamın yaratılması ile istihdam ve sosyal sistem faydaları katlanarak çoğalacaktır.

 

Satış ve Vergi Etkileri, üretilen altının yurtdışına satılması durumunda elde edilen vergiler ve yurtiçinde her bir satış sonucu elde edilen Katma Değer vergileri ulusal ekonomide, hazine bazında bir gelişme yaratacaktır. Ayrıca yurtiçinde altının işlenerek satılması, işlenmiş malın da piyasaya önce toptan sonra perakende girmesi ile bahsedilen her bir satış ayağında, satış ve kar işlemlerini çoğaltacağı görülmekte, bunun da gelir vergisi ve kurumlar vergisi tahsilatlarına finansal olarak yükselmelere sebep olacağı tahmin edilmektedir.

 

Eğitim Olanakları ve İşçi Sağlığı, İş Güvenliği, Çevre Konularında Bilinçlenme, şirket yerel ve bölgesel halkın proje süresince doğrudan ve dolaylı iş imkanlarından faydalanabilmelerini sağlamak amacıyla işe başlama öncesi eğitim programları ile çalışanların gelişimini sağlamakta eğitim stratejilerinin bulunduğu eğitim programları düzenlemekte ve uygulamaya geçirmektedir. Bu program, dezavantajlı grup üyeleri (engelliler, kadınlar vb.) ve hane halklarının katılımını destekleyecektir. Projeden sağlanacak diğer önemli bir fayda ise, sağlık, iş güvenliği ve çevre hususlarında bilinçlenmenin artması olacaktır. Personele güvenlik ve çevresel hususlarla ilgili eğitim verilmektedir.

 

Altyapı, proje kapsamında gerçekleştirilecek ilave altyapı yatırımları (yol, enerji nakil hattı ve su hattı) madencilik faaliyetinin sona ermesinden sonra da kullanılabilecektir Mevcut ekonomik aktivitelerin desteklenmesi amaçlı yerel toplum projelerine yatırım yapılması, proje kapsamında uygulayıcı kuruluş olan Tüprag, Kışladağ Altın Madeni çevresinde bulunan yerleşim yerleri ve Uşak’ta yöre halkıyla ilişkiler kapsamında belirlenen bazı ihtiyaç ve talepleri göz önüne alarak çeşitli sosyal sorumluluk ve yardım projelerinde yer almıştır. Proje işletimi süresince yöreye yatırım ve ekonominin geliştirilmesine destek kapsamında tespit edilecek talep ve gereksinimler yönünde sosyal sorumluluk projelerinin devam ettirilmesi amaçlanmaktadır.

Bölgesel Jeoloji

Proje alanının topografyası birbirleri ile tatlı eğimleri olan ve yükseltileri deniz seviyesinden 900 m yüksekte bulunan vadi tabanları ile ve deniz seviyesinden 1.100 m yüksekte olan tepelerden oluşmaktadır. Bu topografya; tabandaki metamorfik kayaçlar ile bu kayaçların üstünü örten ve birbirleriyle yanal geçişler gösteren gölsel kireçtaşları ve volkanik kayaçların meydana getirdiği platonun aşınması sonucu oluşmuştur.

Topografik olarak daha yüksek kesimler genelde volkanik kaya oluşumlarıyla temsil edilmektedir. Bölge batıda metamorfik temel üzerinde gelişmiş peneplen düzlükleri, doğuda yatay konumdaki Neojen sedimanter kayaçlardan oluşan platoları ve ortada bunlar arasında yer alan geniş volkan konilerini içermektedir. Volkanik platolar kuzeydoğuda Eskisaray, Çardak ve Karabol köyleri arasında ve orta kesimlerde ise Akçaköy, Gümüşkol, Kışlaköy, Gedikler, Ahmetler ve Kolankaya dolaylarında yer almaktadır (Yazıcıgil vd., 2000).

Proje alanının yerel morfolojisinde, oldukça iyi korunmuş olan ve uydu görüntülerinde kolaylıkla seçilebilen Kışladağ volkanik karmaşığı en belirgin yapıdır. Bu yapı, yaklaşık olarak kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda bulunan iki volkan konisinden oluşmaktadır. Beydağı volkan konisi güneybatıda ve Kışla volkan konisi kuzeydoğuda yer almaktadır.

Volkanik karmaşık yaklaşık 10 kilometreye 9 kilometre genişliğindedir. Volkan konisinden dışarı doğru gidildiğinde ise volkan konisi kenarlarında oluşan volkanik dış-akıntıları, Neojen gölsel kireçtaşları ve şeyller ile içiçe geçmektedir

Proje Alanının Jeolojisi

Kışladağ maden sahasına ait kayaçlar Beydağı volkanik serisinin ekstrüzif ve sokulum kayaçları ile bu kayaçların erozyonu sonucu oluşan stratovolkaniklerle beraber bu birimlerin örttüğü, ayrıca bölgenin de taban kayacı olan Menderes metamorfiklerinden oluşmuştur. Miyosen yaşlı sokulum (intrüzif) kayaçları, şist ve gnaystan oluşan ve de Menderes Masifi olarak adlandırılan Paleozoyik yaşlı kayaçların içine gömülmüştür.

Menderes masifine ait kayaçlar taban kayaçları olmalarına ve çok kalın bir volkanik örtüyle örtülmüş olmalarına rağmen erozyon nedeniyle proje sahasının kuzeyinde yer yer üstü açılmış ve pencereler-kafalar şeklinde yüzlek vermişlerdir. Kışladağ’daki volkanik kayaçlar ve sokulum kayaçları maden sahasının dışına kadar yayılır. İstiften uzaklaştıkça Beydağı volkanikleri kısmen aynı yaştaki Ulubey ve Ahmetler Formasyonlarına ait gölsel kireçtaşlarına ve klastik sedimanter kayaçlara geçiş göstermektedirler.

Proje alanında birkaç farklı volkanik aktivitenin etkinliği ayrıca oluşan volkanoklastiklerin birbirini farklı istifler şeklinde üzerlemeleri çok karmaşık volkanostratigrafik bir yapının oluşmasına neden olmuştur. Proje alanındaki volkanik stratigrafi ince taneli kristal tüflerin, püskürme ve akıntı breşleri ile volkanik-altı intruziflerin karışımından oluşmaktadır. Lewis Geoscience Inc. (2002) tarafından maden alanında 6 birim tanımlanmıştır.

Bu birimler üstten alta doğru olmak üzere aşağıdaki konumda istiflenmişlerdir.

1) Breşik-porfiritik dokulu Latitik Klastikler (PBb),

2) Porfiritik dokulu Latitik Lav Akıntıları (PBf),

3) Breş, tüf, kumtaşı, kiltaşından oluşmuş volkanoklastikler (PBvc),

4) Porfiritik dokulu Kuvars-Latitik Lav akıntıları (PBq),

5) Porfiritik dokulu Latitik bileşimli sokulumlar (PBi),

6) Monolitolojik volkanik konglomeralar (PBcg).

Cevherleşme

Kışladağ Altın cevherleşmesi birden fazla oluşan turmalin-kuvars-pirit ve kuvarspirit damarcıkları ile beraber breşik fazların getirimleriyle birebir ilişkilidir. Ayrıca Altın, ekonomik olmayan çok az miktarlarda baz metal (çinko ve molibden) elementleri ile birlikte eşlik etmektedir. Altın minaralizasyonu sokulum kayaçların oluşturmuş olduğu halka biçimine benzer bir şekil almaktadır.

Oksidasyon ise cevherli birimde daha derin olmasına rağmen cevher içermeyen üçüncül sokulumlarda daha sığ alanlarda gelişmiş olmakla beraber ortalama 40-50 metre derinliğe sahiptir. Ancak yer yer kırık ve çatlakların daha fazla olduğu bölgelerde Oksidasyon daha da derinlere etki etmiştir. Limonit en çok yaygın olarak bulunan oksitli mineraldir ve genel olarak dissemine şeklinde bulunan piritin bozunması ile ya yama şeklinde ya da küçük çaplı kırık ve çatlaklar içinde çok ince milimetrik bantlar şekilde gelişmiştir.