İnsanın doğa ile mücadelesinin somut örneklerinden biri olan madencilik mesleği, zorlu çalışma koşullarına sahip bir endüstrinin parçası olması nedeniyle, tarih boyunca erkeklere daha uygun bir iş kolu olduğu düşüncesi hâkim olmuştur. Bu nedenle madencilik, tıpkı çoğu iş kolunda olduğu gibi erkek ağırlıklı çalışan profiline sahipken, kadınların işgücü temsilinde arka planda kaldığı/tutulduğu bir sektöre dönüşmüştür. Ancak egemen varsayımların aksine, bizler açısından daha nitelikli ve gelişmiş bir iş yaşamının en önemli göstergesi, iş gücü çeşitliliğinin bir parçası olan kadın emeğini madencilik kültürümüzün bir parçası kılmaktır.

Bugün geldiğimiz noktada; geleneksel kalıplar ve önyargılara meydan okuyup, her türlü ayrımcılık ve insan hakları ihlalinin karşısında durmak ve cinsiyet eşitliğine yönelik değişimin bir parçası olmak; madencilik faaliyetlerinin “cinsiyetten bağımsız” gerçekleştirilebileceğine dair farkındalık yaratılması açısından son derece önemlidir. Çabamızın somut yansımasını ortaya koymak adına sizleri Türkiye’nin ilk ve tek kadın yeraltı vardiya amiri Gülsüm Akkaya ve ülkemizdeki ilk ve tek kadın kaya operatörü Yelda Temizci ile tanışmaya davet ediyoruz.

“Yer altı benim için her zaman merak ettiğim büyülü bir yerdi.”

İzmir’deki Efemçukuru Altın Madeni’nde yeraltı vardiya amiri olarak çalışan 30 yaşındaki maden mühendisi Gülsüm Akkaya, her gün 25 kişilik vardiya ekibini, yeraltından sağ salim güneşe çıkarmak gibi önemli bir sorumluluğu üstleniyor.

Maden mühendisliğinin, aynı eğitimi alan erkek meslektaşları gibi isteyen her kadın tarafından yapılabilecek bir meslek olduğunu belirten Akkaya, “Yer altı benim için her zaman merak ettiğim büyülü bir yerdi.” diyerek, bu süreçte hayallerin peşinden kararlılıkla gitmenin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.

İş yaşamına başka bir meslek kolunda başlayan Akkaya, yönetici asistanı olarak görev yaparken, hayali olan maden mühendisliğini okuma kararı aldığını belirtiyor; ​​​​​​​

“Yönetici asistanı olarak çalışmaya başladıktan bir yıl kadar sonra ben bu işi hayatımın sonuna ​​​​​​​kadar yapamam diye düşündüm. Evrak işlerinin ağırlıklı olduğu çalışma rutinlerim yerüstünde ve görece konforluydu, fakat benim yer altına olan merakım ağır basıyordu. Yer altı benim için her zaman merak ettiğim büyülü bir yerdi.”

Yönetici asistanlığı görevine devam ederken bir yandan da Maden Mühendisliği Bölümü’nü başarıyla tamamlayan ve şimdi de mesleğini aynı başarıyla sürdüren Akkaya, hayallerinin peşinden koşarken verdiği mücadelenin yanı sıra sosyal çevresinin algılarını da yıkmak zorunda kaldığını ifade ediyor; ”Ailem ve çoğu arkadaşım zaten işimin olduğunu, kadınlara uygun olmayan bu işi yapamayacağımı söylediler. Henüz okulda ilk yıllarımda hevesim kırıldı. Fakat bütün bunlar hayallerimden vazgeçmeme engel olmadı.”

“Asla pişman değilim”

Çalışma koşullarının zorluğuna rağmen verdiği kararın arkasında olduğunu vurgulayan Gülsüm Akkaya, ”Sadece ilk zamanlarda insanlarla iletişimde problem yaşadım. Bu kurumda, yönetici asistanı olarak başladığım yerde, genç bir kadın olarak 25 kişiden sorumlu yeraltı vardiya amiri olmama alışmaları zaman aldı. Fakat yöneticilerim beni destekledikleri için kısa sürede bu tarz sorunları da aştım. Her şeye rağmen iyi ki hayallerimin peşinden koştum. Asla pişman değilim.” sözleriyle, vermiş olduğu kararla gurur duyduğunu ifade ediyor.

“Kadınlar cesur olsun”

Kışladağ Altın Madeni’nde halkla ilişkiler elemanı olarak çalışırken aldığı eğitimin ardından Türkiye’nin tek kadın kaya kamyonu operatörü olmayı başaran Yelda Temizci, maden sahasında zorlu şartlarda her gün yaklaşık 8 saat direksiyon başında kalarak binlerce ton yükü taşıyor.

Türkiye ve Avrupa’nın en büyüğü olan Kışladağ Altın Madeni’nde 7 yıl halkla ilişkiler elemanı olarak görev yapan bir çocuk annesi 43 yaşındaki Temizci, iş makinelerine ilgisi nedeniyle kaya kamyonu operatörü olmak istediğini şirket yetkililerine bildirdiğini ve olumlu dönüş aldığını belirtiyor. Şirket yönetiminin onayıyla 200 saatlik zorlu eğitimi başarıyla tamamlayan Temizci, yaklaşık 1 yıldır 150 ton taşıma kapasitesine sahip dev kaya kamyonu operatörü olarak çalışıyor.

Babasının uzun yıllar Artvin’de madenlerde motor ustası olarak çalıştığını, küçüklüğünden beri iş makinelerine ilgi duyduğunu belirten Yelda Temizci, sevdiği işi yapmanın mutluluğunu yaşadığını dile getiriyor; “Madende 24 kaya kamyonu var. Bu kamyonları 140 operatör kullanıyor, ben madende ve Türkiye’de tek kadın kaya kamyonu operatörüyüm. Çok zor ve dikkat gerektiren bir iş ama işimi çok seviyorum. Yedi aydır direksiyon başındayım. Şu ana kadar bin 350 saat direksiyonda kaldım. Bu iş hayatıma çok şey kattı.”

Ailesinin, mesleğiyle gurur duyduğunu belirten Temizci, “Babam, 17 yaşındaki kızım, ailem benimle gurur duyuyor. Çalışma arkadaşlarım da beni motive ediyor, işimi çok seviyorum.” diyor ve ekliyor;

“Maalesef, kadınlar maden sektöründe çok tercih edilmiyor. Kadınları madencilik sektörüne dahil etmek için öncelikle meslekleri kadın ya da erkek işi olarak değerlendiren ilkel bakış açısını bir kenara bırakıp, kapsayıcı boyutta “birey” vurgusuyla değerlendiren daha sağlıklı bir perspektiften bakmak gerektiğini düşünüyorum. Duruma, cinsiyet bağımsız mesleki yeterlilik olarak bakıldığında, sektör zaten bir kadın sorunu yaşamamış olacak. Benim ülkemde kadınlar güçlü, cesur ve dayanıklıdırlar. Yeterince imkan ve destek verildiğinde neler yapabileceğine inanamazsınız…”

Onlar; bu toplumda sosyal, kültürel ve ekonomik kazanımlar elde etmek için mücadele veren ve mücadelesini emek gücünü ortaya koyarak sürdüren kadınlardan sadece ikisi. ​​​​​​​Kadın istihdamı ve genel anlamıyla fırsat eşitliğine dönük çabalarında tüm çalışanlarımızın yanında olmaya, hayallerini gerçekleştirirken onlara destek vermeye ve başarılarıyla gurur duymaya devam edeceğiz.