19 yıldır aynı topraklarda bir arada olduğumuz Uşak halkı başta olmak üzere, tüm kamuoyuna saygıyla duyururuz:
Madencilikte su kullanımı, hem üretim süreçlerinin verimliliği hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu doğrultuda, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından Kışladağ Altın Madeni’ne faaliyet süresi boyunca yıllık 2,5 milyon m³ yer altı suyu kullanma izni tahsis edilmiştir. 2024 yılında Kışladağ Altın Madeni için DSİ tarafından tahsis edilen yıllık yer altı suyu miktarının yalnızca %47’si kullanılmıştır. Yani, kullanıma sunulan suyun yarısına bile ihtiyaç duyulmamıştır. 2023 yılında ise bu oran %40’ın dahi altında gerçekleşmiştir. Nitekim, işletmemizin su tüketimi, iddia edilen 12 milyon m³ düzeyine hiçbir zaman yaklaşmadığı gibi, Uşak ilinin toplam yıllık su tüketimine oranla oldukça düşük düzeylerde gerçekleşmektedir. Faaliyetlerimiz kapsamında kullanılan yer altı suyu miktarı, DSİ tarafından otomatik ve anlık su sayaçları ile sürekli olarak kayıt altına alınmaktadır.
Kışladağ Altın Madeni’nin su kaynağı Ulubey akiferidir ve bu akiferin toplam kapasitesinin yalnızca %0,73’lük kısmı Kışladağ Altın Madeni tarafından kullanılmaktadır. Tartışmalara konu edilen ve su kesintilerinin ana kaynağı olarak gösterilen Küçükler Barajı ise, işletmemize tahsis edilen akiferden kilometrelerce uzakta, madenin yaklaşık 53 km kuzeydoğusunda ve akış yukarısında, yani daha yüksek kotta bulunan, yüzey sularını toplayan bir barajdır. Daha yüksek rakımdaki yüzey sularıyla beslenen bir barajın, yer altı suyu kullanımına dayalı madencilik faaliyetleri nedeniyle kapasite kaybı yaşadığına dair iddialar teknik olarak geçersizdir; zira barajın beslenme havzası ile akifer sistemimiz arasında herhangi bir hidrolik bağlantı bulunmamaktadır.
Maden sahasında kapalı devre su yönetimi ve “sıfır deşarj” ilkesi titizlikle uygulanmaktadır. Yağmur suyu toplama havuzları ve ileri teknolojiye sahip endüstriyel atıksu arıtma tesisi sayesinde, hem yüzey akışı ile toplanan yağış suları hem de proses suları arıtma sürecinden geçirilerek yeniden kullanılmaktadır. Sadece 2024 yılında bu entegre sistem ile 256.000 m³, 2025 yılının ilk yedi ayında ise 264.000 m³ su geri kazanılmış ve doğrudan üretim süreçlerinde değerlendirilmiştir. Böylece işletmemiz için tahsis edilen suyun asgari düzeyde kullanılması bir kenara, maden temas sularının döngüsel kullanımı sayesinde yer altı kaynaklarının sürdürülebilirliği güvence altına alınmıştır.
Tüprag’ın Kışladağ Altın Madeni’nde uyguladığı su yönetimi anlayışı, yalnızca tahsis edilen miktarın dikkatle ve sınırlı şekilde kullanılmasına değil, aynı zamanda kullanılan her damlanın kapalı devre sistemlerle tekrar kazanılmasına dayanmaktadır. Dolayısıyla, madencilik faaliyetlerimiz, kamuoyunda iddia edildiği gibi su krizinin kaynağı değil; tam tersine, suyun bilimsel yöntemlerle korunmasının ve sürdürülebilir yönetiminin örneklerinden biridir.
Ne yazık ki günümüzde, madencilik faaliyetlerinin hiç olmadığı bölgelerde dahi kuraklık nedeniyle suya erişim sorunları yaşanmaktadır. Bu çerçevede; bilimsel raporlar, DSİ verileri ve uluslararası çalışmalar, su kaynakları üzerindeki esas baskının diğer endüstriyel faaliyetler ve iklimsel faktörlerden kaynaklandığını, madenciliğin ise ne Uşak’ta ne de Türkiye genelinde suya erişim sorunlarının temel nedeni olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Dahası, diğer pek çok bireysel ve endüstriyel kullanımdan farklı olarak, bilimsel yöntemlerle yürütülen madencilik uygulamaları suyun korunmasına ve sürdürülebilir yönetimine katkı sağlamaktadır.
Uşaklı vatandaşlarımızın yaşadığı su sıkıntısını önemsiyor ve yakından takip ediyoruz. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinin bizim için bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz.
Saygılarımızla,
TÜPRAG